İlk kez 1965 yılında İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Oktay Aslanapa tarafından keşfedilen ve o yıllardan beri aralıklı olarak devam eden İznik Çini fırınları kazıları başladı.
18 Temmuz tarihi itibari ile start alan Yrd. Doç. Dr. Belgin Demirsar Arlı başkanlığında yürütülen İznik Çini Fırınları Kazısı 2016 kazı sezonu çalışmalarına İstanbul Üniversitesi ağırlıklı çeşitli uzman ve öğrencilerin oluşturduğu yaklaşık 15 kişilik bir ekip görev alacak.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Üniversitesi adına Bakanlar Kurulu kararıyla yürütülen çalışmalarda, çini ve seramik üretim teknolojilerini aydınlatmaya yönelik veri sağlama araştırmalarının Eylül ayı başına kadar sürmesi planlanıyor. Kazı başkanı Yrd. Doç. Dr. BelginDemirsar Arlı ;
“Çalışmalar bu yıl da İznik II. Murat Hamamı’nın doğusunda yer alan BHD kodlu kamulaştırılmış alanda, 14. ve 17. yüzyıllar arasında faaliyet gösterdiği tespit edilen çini fırınları ve atölyelerin bulunduğu şantiyede devam edecek. 2013 Yılında kamulaştırılarak BHD kodlu alanımıza eklenen, alana kuzeyden bitişik yaklaşık 500 metrekarelik yeni bölümde geçtiğimiz yıl başlanan çalışmalar bu yıl daha da yoğunlaştırılarak devam edecektir. İstanbul Üniversitesinin en uzun soluklu kazılarından biri olan İznik Kazıları bu yıl Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin desteği, İznik halkının anlayış ve ilgisiyle sürdürülebilmektedir” dedi.
Dünden Bugüne Çini Kazıları
Yüz yıllar boyunca toprak altında kalarak gözlerden uzak kalan İznik Çini Fırınları, 1967 yılında İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi ve Arkeoloji bölüm başkanı Prof. Dr. Oktay Aslanapa tarafından keşfedildi. 1994 yılından itibaren çalışmalar yine aynı bölüme ait öğretim üyesi Prof. Dr. Ara Altun başkanlığında, çeşitli bilim adamları ve öğrencilerin katılımıyla sürdürüldü. Günümüzde bu çalışmalar Yrd. Doç. Dr. Belgin Demirsar Arlı tarafından yürütülmektedir.
İznik Müzesinde sergilenen bu tür eserlerin %99´u bilimsel kazılar sonucu Çini Fırınları kazılarından ortaya çıkan eserler olarak bilinmesi yanında, bu bölgedeki çalışmalar Rodos işi, Şam işi, Haliç işi diye anılan çinilerin üretim yerinin İznik olduğunu ortaya çıkarması bakımından büyük bir önem taşımaktadır.