Bursa Büyükşehir Belediyesinin ve İznik Belediyesinin geçtiğimiz ay otaklaşa yaptığı İznik’te “Tarihi Kültürel Mirası Tespit” çalışmaları sırasında havadan çekilerek gün ışığına çıkartılan İznik Gölündeki Bazalika, sualtı fotoğrafçıları tarafından değişik açılardan görüntülendi.
Atlas Dergisi Sualtı Yapımcısı Ali Ethem Keskin, Sualtı Fotoğrafçısı Recep Şen, Mavi Keyif Dalış Okulu sahibi Hikmet Orakçı ve gönüllü gazeteci Gökhan Gültekin sahilin doğusunda kıyıdan 20 metre açıkta ve 1,5 metre derinlikte yaptıkları çalışmaya müzeden bir arkeolog nezaret etti.
Arkeolojik alan ilan edilen bölgede çekimler, Bursa Valiliği ve İznik Kaymakamlığından alınan özel bir izin ile gerçekleştirildi. Hristiyan mimarisinin özelliklerini taşıyan, Roma dönemine ait yaklaşık 1600 yıllık bazilika, hava şartlarının iyi olmasıyla çok net bir şekilde görüntülenebildi. Ekip üyeleri Bazilika’nın ayin odasının giriş kapısı olan doğu ucundaki yarım daire planlı apsis’i ve koridor uzantıları olarak bilinen nef’leri görüntülemeyi başardı.
PROF. DR. MUSTAFA ŞAHİN,”BAZALİKA İZNİK AYASOFYA’DAN DAHA BÜYÜK”
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin,” M.S IV. yüz yılda inşa edildiği tahmin edilen göl altında ki bazilika, ilçe merkezinde ki Ayasofya mimarisine benziyor. Ancak, Ayasofya’dan daha büyük. M.S 715 depreminin etkisiyle göl sularının altında kaldığı tahmin ediyoruz. Yapının artı apsise sahip olduğunu bunların bir araya getirildiğinde kilise yani bir bazilikanın yer aldığını görüyoruz.
Bazilikanın “Narteks” ismi verilen son cemaat yeri ve avlu bölümünün mevcut olması, hemen iki yanında köşeli odalar yani kutsal eşyaların saklandığı bölümleri özellikle dikkat çekici” diye konuştu.
İZNİK SUALTI TURİZMİ İÇİN GELECEK VAAD EDİYOR
İznik gölündeki araştırmasını tamamlayan ekip üyelerinden Atlas Dergisi Sualtı Yapımcısı Ali Ethem Keskin, “Ortaya çıkan bazilika heyecan verici özelliğe sahip. Buranın turizm açısından bulunulmaz bir sualtı görselliğe sahip olduğuna inanıyorum” dedi.
Mavi Keyif Dalış Okulunun Sahibi Hikmet Orakçı, “Ben İznikliyim. Çocukluğum bu gölde geçti. Yıllar önce burada sazlıklar vardı. Sazlıkların arkasında kalan bu bölümdeki taşların üzerine çıkar olta atardık. Yelkenliler ile geçerken salmalarını çarpardık. Meğer burada bir yapı varmış. Burada bir çalışma yapmak benim için çok ayrıcalıklı bir çalışma oldu. Sualtında ki tarihi yapı, sualtı turizmine açılabilir.
Gerekli altyapı çalışmaları elverişli hale getirebilirlerse bizlerde dalış okulu olarak burada turizme katkı sağlarız. İznik gölünde yatan tarihin birçok insana dalış merakı uyandıracağına inanıyorum” dedi.
Video görüntüsü çalışması yapan Recep Şen, “Sakarya’dan geliyorum, burası ilginç bir yer. Sualtı video ve fotoğrafçıları olarak, suyun altındaki tarihi çekip insanların görmesini sağlamaya çalışıyoruz. Hiç bir ticari beklentimiz de yok. İznik gerçekten tarihi hazineye sahip ve gerek toprak altı gerekse sualtında bunları artık görmek mümkün.İznik, özellikle değerlendirilmesi gereken bir yer” diye konuştu.
Gazeteci Gökhan Gültekin Karakaş ise konuşmasında, “Ben Anadolu’nun tarihine bağlı bir gazeteciyim. Arkeolojik alanların, Anadolu tarihini zenginleştirdiğini her haber araştırmam da görüyorum. Sadece deniz kıyılarımızda değil iç sularımızda da insanlık tarihini şaşırtacak, onların yüzlerinde tebessüm uyandıracak, sürprizlerle dolu olduğuna kanıtladı
İznik Gölü ve iç sularımızda gizli tarihsel potansiyeli ve zenginliği ortaya çıkarmak bizim görevimiz. Avrupa ve başka kıtalarda ki ülkeler, kendi tarihlerini anlatmak için yapay, modern yüzyıla uygun tarihi heykeller yaparak suyun altına indiriyorlar. Fakat biz 1600 yy.’la gidebilecek kadar zengin bir tarihe sahibiz. Hem de çıplak gözle görülebilecek kadar net bir coğrafyada. Mısır’da altı cam kaplı botlar ile turistler gezdirilerek sunum yapılıyor. İznik gölünde de bu model oluşturulabilir” diye konuştu.