CHP genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa programı kapsamında İznik’e geldi. CHP Bursa il başkanı Hüseyin Akkuş, Bursa Milletvekilleri Nurhayat Kayışoğlu, Orhan Sarıbal, Erkan Aydın ve Yüksel Özkan, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz, İznik CHP ilçe başkanı Asiye Çalışkan ve partililer Kılıçdaroğlu’nu İznik’e bağlı Derbent Mahallesi’nin girişinde karşıladı.
Basına kapalı gerçekleştirilen Çini Atölyesi ziyareti ardından Kılıçdaroğlu. Eleia Hotel’de STK temsilcileri, muhtarlar, kanaat önderleri ve partililerle buluştu.
Açılış konuşmasında İlçe Başkanı Asiye Çalışkan, “Bereketli toprakları ile yüz misli ürün alınan çini ve medeniyetlerin kenti İznik’e hoş geldiniz. Aynı zamanda kurtuluş savaşında çoban ateşlerinin yakıldığı yerdir İznik. Tüm değerlerine rağmen vahşi kapitalizmin uygulamalarıyla bizi yönetenlerin bilinçli tercihi ile yalnızlaştırılan ve tarımı çökertilen geleceği ipotek altına alınmış İznik’e hepiniz hoş geldiniz.” dedi.
Eleia Hotel’deki programda konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, ekonomi ve tarımla ilgili yaptığı konuşmada, “Bu tarih ve doğa harikası mükemmel ilçede herkesin mutlu yaşama hakkı olması var. Sadece burada mı hayır bütün Bursa’da. Sadece Bursa’damı hayır bütün Marmara’da ve hatta tüm Türkiye’de 81 milyon vatandaşın huzur içinde yaşaması lazım. Huzur içinde yaşamanın birden fazla şartları vardır. Önce insan olarak hepimizin karnımızın doyması lazım, ilk adımımız bu olmalı. Karnımız doyduğu zaman düşüncelerimizi de ifade etmek isteriz. Eleştirmek her vatandaşın hakkı olabilmeli.Zeytine iyi fiyat verilmediyse Ziraat odası başkanı çıkacak bu yıl verilen fiyatın arttırılması lazım diyebilmeli. Bu açıklamalar yapılamıyorsa baskı varsa orada Demokrasi yoktur. Huzurlu yaşamının bir diğer ayağı Hukuk’tur. Eğer hakim bağımsız ve tarafsızsa, Hukukun üstünlüğüne göre karar veriyorsa herkesin can ve mal güvenliği var demektir. Eğer hak arama bir suça dönüşmüşse insanımız huzurlu bir yaşam süremez. Marmara’da bozulmamış bir alan gösterin denilirse ilk akla gelen tabii ki İznik olacaktır. Doğası, tarihi dokusu, gölü ve çinisiyle bu coğrafyanın yaşaması ve yaşatılması gerekiyor. Bu bölge ranta teslim edilirse sadece İznik değil hepimiz kaybederiz. Bu konuda İznik halkının çok daha duyarlı olması lazım.
DÖNEM TEFECİLERİN DÖNEMİ OLDU
Esas konuya gelirsek karnımız nasıl doyacak? Karnımız iki şekilde doyar, bir çalışırız üretiriz alın teri dökeriz ve karnımız doyar. İkincisi alın teri dökmeden bir köşede oturusunuz elinizde wiski kadehi vardır, büyük paranız vardır bankaya yatırır faizden karnınız doyar. Bu başka bir yoldur. İş yok, işveren yok, üretim yok, bankadan kredi yok, aldığım krediyi nasıl ödeyeceğim yok. İşte Türkiye son 16 yılda bu adamlara teslim edildi. Alın teri dökenler gelecekten endişe duyuyorlar. Ama bu adamların hiç birinizin gelecekten endişeleri yok, milyarları var, dolarları var. Bunların kazandıkları faizleri hepimiz ödüyoruz. 16 yılda dışarıdaki bir avuç tefeciye ödenen faiz 156 milyar dolardır. Biz buna karşıyız. Neden ödüyoruz, borçlandığımız için ödüyoruz. Neden borçlanıyoruz fabrikamı yaptık, yeni istihdamı yarattık, çifçiye teşfikmi verdik, nereye gitti bu para. Ben bilmiyorum kimsede bilmiyor. İçeriye ödenen faiz ise 699 Milyar TL. Esnafın, çitçinin,emeklinin, işçinin sanayicinin arasında faiz geliri olan varmı? kim aldı bu 699 milyar lirayı. Geldiğimiz nokta işte bugünkü kriz dönemi. Karamsar mıyız hayır, bu millet bir kurtuluş savaşı verdiye bizim karamsar olma lüksümüz olamaz. Tüm sorunların altından kalkılır. Size sorarım 1 milyon doları olan bir kişi geçtiğimiz gün dolar kurundan beş saatte 84.577 dolar kazanıyorsa bu nasıl bir ekonomidir. Böyle bir ekonomi olmaz. Çare nedir peki, çare planlı ve herkesin karnının doyduğu bir sistem. Hepimiz zeytin ekersek hepimiz iflas ederiz, hepimiz buğday ekersek yine iflas ederiz. Dünya bunu nasıl başarıyor tabiki planlayarak. Siz zeytin ekeceksin, siz buğday ekeceksin diyor. Eğer bir ülkede planma varsa herkes eker herkes kazanır. Konya ovası kadar Hollanda bizim tarım ihracatımızın 5 katını gerçekleştiriyor. Bizde ne eksik. Onlarda planma var kimin ne ekeceğini planlıyor. İşte bu noktada biz bu düzeni değiştirmeye talibiz. Herkesin kazandığı herkesin ürettiği rantiye ye asla prim verilmediği bir Türkiye istiyoruz.Hortumcuların olmadı bir ülke istiyoruz. Beş saatte 84.577 doların kazanıldığı bir ülkeyi savunuyorsanız aynen bu şekilde devam edin arkadaşlar.
SAMAN İTHAL EDECEĞİZ DESEM İNANIR MIYDINIZ
Bakınız tarım konusu tüm dünyada stratajik bir öneme sahiptir. İlk iş olarak insanların karınların doyması gerekiyor. Üretirseniz karnınız doyar, para kazanırsnız. Üretmezseniz dışarıdan dolarla tarım ürünü satın alırsınız ve ülke işte bu duruma gelir. Dört yıl önce size gelip dışarıdan saman ithal edeceğiz desen inanacak mıydınız, işte bugün Türkiye ne yazık ki saman ithal ediyor.Sadece saman mı, artık tüm tarım ürünleri maalesef ithal ediliyor. İznik’te çiftçilerin sıkıntılı olduğunu biliyorum. Ama bizim CHP’li büyükşehir belediyelerimizin olduğu yerlerde çiftçiler hiç şikayetçi değiller. Çevre düzenlemesi mi yapacağım, gidiyoruz kırsal bölgelere oradan temin ediyorum. Süt üreticilerimizin kurdukları kooperatifler aracılığı ile ürettikleri sütler bebeği olan her eve iki şişe olarak belediyelerimiz tarafından bırakılıyor. Herkes kazanıyor.
İZNİK TAMAM SIRA BÜYÜKŞEHİRDE
İznik belediyesini bu dönem kazanacağımızdan zaten eminiz. Özellikle kırsalda sıkıntı olan vatandaşlarımızdan Bursa büyükşehir belediyesine talip olarak oylarınızı istiyorum. Bu sıkıntılardan kurtulmanın tek yolu CHP belediyeciliğidir. Dönem akıl dönemi. Çitçinin mutlu olacağı tek yer kendi toprağıdır. Çiftçi mutlu olduğunda karnı doyduğunda toprağını bırakıp şehirlere göç etmez. Dönem planlı bir devlet yönetimi, demokratik bir yaşam dönemidir. Ben vatandaş olarak verdiğim verginin nerelere harcandığını bilmek istiyorum, demokrasi budur. Hedefimiz 81 ilde tüm vatandaşlarımızın rahat ve huzurlu bir yaşam sağlamak, biz bu ülkeyi seviyoruz. Ülkedeki tüm sorunları bir kişinin kararı ile çözemedik, çözemeyiz. Bu gün ülkeyi yönetenler beceriksiz ve samimi değiller. Ülke bu durumdayken ultra lüks bir uçak alınmasını nasıl açıklayacaksınız bu vatandaşa. Neymiş Katar şeyhi hediye etmiş, o daha büyük bir ayıp. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı bir başkasının verdiği hediye uçakla gezemez”” dedi
Oteldeki program ardından ilçe merkezinde vatandaşlar ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu beraberce çay içtiği vatandaşlarla bir süre sohbet etti.