%51,4 Türkiye ve % 51,5 İznik’in “EVET” yüzdesi, bir nevi ipotekli bir güven göstergesidir. Bu çok yakın rakamlar bize, 15 yıllık bir iktidara son bir şans verildiğini hissettiriyor.
“Seni seçtim ama artık net bir politika ve değişim görmek istiyorum, 2019 seçimlerinde alternatif yaratabilirim.”
Seçmen sanırım bu mesajı veriyor.
Doğrusu ve yanlışlarıyla bir seçim dönemi daha yaşadık. Seçim sonuçlarını herkes kendi penceresinden değerlendirmesi bir yana bu seçimin galibinin Türkiye olması, Türk Milleti olması, umudunu taşımak durumundayız. Nitekim tüm liderlerin temennisi de zaten bu. Sade bir vatandaş olarak demokrasiye inanıyorsak sonuca saygı duymak bir vatandaşlık gereğidir.
Ülke genelindeki seçim sonuçları bir yana, yaşadığımız ilçedeki duruma bir göz atacak olursak ilginç görüntüler ile karşı karşıya geldiğimizi görüyoruz. Bu seçimden sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını çok açık olarak görmek durumundayız.
Her siyasi aday, her siyasi parti kendi taban oyları bir yana, artık “50+1” sınırını zorlamak durumunda olacak. Bir nevi artık çok partili seçim yerine iki partili seçime hazırlanmak durumundayız. Referandum sonuçlarından yola çıkarak 15.169 Evet oyu (% 51,5) ve 14.296 Hayır oyu (% 48,5) ile İznik’te seçim kazanılmış görünse de rakamlar ışığında partiler arasında yapılan koalisyon fire vermiş görünüyor.
7 Haziran 2015 genel seçiminde koalisyon oyları % 42,07 AK Parti, %19,98 MHP oyu ile % 62,05′ ulaşan bir rakam mevcut iken bu gün o rakıma ulaşılamamıştır.
1 Kasım 2015 genel seçiminde ise yine koalisyon oyları % 50,80 AK Parti, %15,20 MHP oyu ile % 66’ya ulaşan bir rakam mevcut.
Özetlersek bu gün seçim kazanan siyasi görüşün almış olduğu oran, 2019 yılında yapılması düşünülen seçimde yeterli olmayacağı, çok daha zorlayacağı gayet net bir şekilde görülüyor.
CHP kanadına bakıldığında ise % 30 civarı sabit taban oyları yanısıra %48,5’e çıtayı yükseltmiş görünüyor. Bu grup ülke genelinde “yedi düvel” olarak anılsa da, İznik’te “yedi düvel”i pek göremedik. Referanum çalışanlarında parti üyeleri yanında sadece gönüllü bir grubun çalışması ile alınan bir sonuç olarak tanımlamak mümkün.
Bu dalgalanmaların sebeplerine göz atacak olursak ülke genelinde olduğu gibi İznik’te de seçmen artık kutuplaşmak istemiyor. Bizden-onlardan yaklaşımını kabul etmiyor. Her şeyden öte yapılan hizmetler için ” hizmet al – oy ver ” mantığı da artık mümkün değil. En büyük yatırım alan büyük illerden İstanbul, Ankara ve İzmir örneğinde olduğu gibi İznik’te de büyük bir yatırım yapıldığı ifade edilen Tacir köyünde alınan sonuç bunu gösteriyor. Hizmet götürmek artık oy almayı garantilemiyor. Seçmenin tercihi artık çok daha değişken.
Düşen oy oranları konusunda anket şirketlerinin diğer bir tespiti ise Ak Parti kanadında özellikle bayanlardan ve Ak Parti ile büyüyen gençlerden büyük bir oy kaybı yaşadığı yönünde. İşin aslı ise parti üyesi gençlerin sadece iş alanı kazanmak düşüncesi ile üyeliklerini sürdürdüğü ve seçimlerde faklı fikirler doğrultusunda oy kullandığı ifade ediliyor.
Peki seçimlerde kazanan olmak için ne yapmalı?
Anket şirketleri bu konuda da pek çok tespit yapmış durumda. Bunların başında vatandaşa inmek geliyor. Sert söylevler seçmeni kaçırırken yumuşak ilişkiler, vatandaş ile bire bir ilişkiler seçmende olumlu izler bırakabiliyor.
Belediye başkanları sık sık bu tip vatandaşlar ile içi içe görüntüler vermeğe çalışsa da bu konuda bir güven yaratamadığı ve seçmeni ikna edemediği de bir gerçek. Seçmen aklı ile dalga geçilmesini de asla kabul etmiyor. Bu konuda yazılı basın ve sosyal medyanın da önemi bu konuda çok daha öne çıkıyor.
Terör, dış politika, iç politika, Suriye sorunu ve özellikle ekonomi konusunda vatandaşlar net ve çare üretecek politika beklentisi içinde. İktidar partisi 2019 seçimlerine kadar bu konularda gelişme yaratması durumunda çok daha yüksek bir oy alması, tersi durumunda ise kaybetmesi de mümkün.
Ülke genelinde hükumet içindeki fetöcülerin ve güven kaybetmiş siyasilerin temizlenmesi kadar, İznik’te de seçmenin bir değişim beklentisi içinde olduğunu ifade etmek hiç de yanlış olmaz. Safra tabir edilen kişilerden uzak, seçmene güven veren, seçmene yakın kişiler ile yürümek gerektiğini fark edip değişim yaratan siyasiler için başarı hiç de uzak değil.
***
İnsanları anlamak zordur…
Herkes kendi merkezinden bakar, doğal olarak “Kendi Merkezli” görür.
Ne kadar farklı bakarsak bakalım, ortak paydamız insan olmaktır ve insanın insanlığa insan olmakla getirdiği bir borcu vardır, oda;
Hoşgörü ve Adalet.