Yunanistan’da bulunan Aynaroz Yarımadası dünyanın en ilginç adalarından biri. Yıllardır kadınların giremediği bu adada yaşayan yaklaşık 2000 kişi yaşıyor onlar da erkek. Peki buraya kadınlar neden giremiyor? Aynaroz ve Athos Dağı’nın ilginç hikâyesi…
Araştırmalara göre bu ilginç yere 1045 yılından beri tek bir kadın ayak basmadı. Adada 10. Yüzyılda manastırların yapılmaya başlanmasıyla beraber huzur ve adanmışlık fikirleri keşişlerde oluşmaya başladı. Ve keşişler huzur ile adanmışlığı kazandıktan sonra kaybetmemek için adaya kadınların girmesini yasakladılar.
Tek Bir Kadın Girebilmiş
Yasağa rağmen kadınların yarımadayı ziyaret ettikleri anlarda olmuş. 1946-49 yılları arasındaki Yunan iç savaşında, yarımadaya kaçan hayvanlarını almaya gelen köylülerin arasında kadınlar da varmış. 1953 yılında Maria Poimenidou adlı bir kadın da, erkek kılığına girerek adaya gitmeyi başarmış ve bunun sonucunda kadınların Aynoroz’a gidişini yasaklayan bir yasa çıkarılmış.
Bu halkın başlıca gelir kaynağı zeytin ve üzümcülük. Yani burada hayati önem taşıyan iki madde bu. Çünkü gelir, üretim, tüketim üçlüsü buna bağlı durumda. Aynoroz, 20 manastırı temsil eden 20 kişilik bir meclisle yönetiliyor. Estetik açıdan bakacak olursak 20 manastırın da mimari yapısı aynı. Manastırların etrafı yüksek surlarla ve bir kuleyle çevrilmiş şekilde. Aynoroz’da yaşayan yaklaşık 2000 kişinin hepsi erkek. Genelde erkekler manastırda çalışıyor yani çoğu din adamı. Kısaca Aynoroz Adası’nda Komünal bir yaşam tarzı var.
Bölgeye karayolundan ulaşım bulunmuyor, ancak deniz üzerinden ulaşılıyor. Gidip herhangi bir tekneye bindiğinizde bölgeye hemen girilemiyor. Zaten her gün sadece 100 erkek bölgeye giriş yapabiliyor. Önce Selanik’ten randevu ve pin kodu, ardından limandaki bürodan giriş izni almanız gerekiyor. Hele yabancıysanız bunların yanında kendi konsolosluğunuzdan tavsiye kağıdı, Yunanistan Dışişleri bürolarından izin kağıdı almanız gerekiyor.
Aynoroz yarımadasının statüsü günümüzde Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosu’nda bile tartışılmakta. Hatta Avrupa Parlamentosu sosyalist grubunun Hollandalı kadın milletvekili J. Svibel’in, AB ülkelerinde temel insan haklarının durumu ile ilgili 135 maddelik raporunun 255’e karşı 277 oyla kabul edildiği haberi hiç de hoş karşılanmadı. Çünkü raporda Aynoroz’a kadınların ayak basmasına ilişkin yasağın, AB vatandaşlarının serbest dolaşım hakkını ve kadın-erkek eşitliğini ihlal ettiği belirtiliyordu.
Bölgenin tarihine bakacak olursak bu yerleşim yeri adını Trakyalı bir devden alıyor. Poseidon’a dev kayalar fırlatmayı hobi edinmiş olan bu dev, kayayı denize düşürünce Athos Dağı’nın oluştuğu söyleniyor. Diğer bir söylenceye göre, tam tersi olarak Poseidon Athos’a dev bir kaya fırlatıyor. Athos’un altında kaldığı bu dev kaya Athos Dağı oluyor.
Adanın kutsal olmasının sebebi ise, söylencelerde Meryem Ana’nın kötü bir deniz yolculuğundan sonra bu güzel bölgede karaya çıkması ve bölgeyi çok beğendiği için Tanrı’nın burayı ona hediye etmesiyle yarımadanın “Bakire Meryem’in Bahçesi” olarak anılmayı başlaması. Bölgenin kutsal durumu ve savaşlardan hasar almaması, tarihi ve muhteşem sanat eserlerinin ve ikonların çokça bulunmasını sağlamış.
1988 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine alınan Athos Dağı, Ortodoksların en kutsal bölgesi olma özelliğinin yanı sıra mistik havasıyla da insanları etkilemeye devam ediyor.
Haber/Hürriyet/Yaşam