Haberimiz biraz kara mizah içerir bir nitelikte. Çünkü eğitim-öğretim yılının başlaması ile birlikte geleceğimiz dediğimiz gençlerin daha sağlam ve aydınlık yarınlara ulaşması tüm halkımızın ortak temennisi. Ancak fotoğraftaki manzaraya bakınca durumun daha farklı bir şekilde yaşandığı ayrı bir gerçek. Eğitim camiası için skandal sayılabilecek bu gürüntü, ders saatleri içerisinde öğrencilerin sınıfta olması gerekirken, ellerinde alkol şişeleri ile sahilde olması nasıl bir eğitim sistemine sahip olduğumuzu gözler önüne seriyor. Bu öğrencilerin ders saatinde sahil kıyısında alkol almasının sorumlusu kim?
Yoksa idarecilerin haberlerimi yok? Neden Çocuklarımızı takip etmiyoruz ? Neden hiç kimse bu öğrencilerin daha gencecik yaşlarda alkol gibi bir illetin içerisine girmesine engel olmuyor? Bunun hesabını kim verecek?
Tabiî ki bizleriz, okul müdürleridir, eğitim camiasının ileri gelenleridir, yetki sahibi idarecilerdir, ailelerdir. Kısaca kendini bilen, sorumluluk hisseden herkes Uzun bir süredir İznik eğitiminde sorun olduğu ortada. Neden hiç kimse bu duruma ses çıkartmıyor?
Cami hocalarına sorularak öğretmen atayan siyasilerimizle nereye kadar gideceğiz…? Soruyoruz, bu ve benzer durumlara daha ne kadar şahitlik edeceğiz? Birkaç öğrencinin canı yanacak, peki sonrası Bu bir başlangıç, sonu nerelere varacak? Bu gençlerin yeri ders sıralarıdır. Bu gençlerin yeri eğitim yuvalarıdır. Buradan sesleniyoruz; Aileler ve eğitimciler, bu gençlere bu ülkenin geleceğine sahip çıkın. Eğitim, sadece cebine yüklü miktarda harçlık koymakla, sınıfta sadece ders anlatmakla, karşısındaki öğrenciyi notla korkutmakla, mesai bitiminde erken vakit eve gitmeği düşünmekte olmayacağı bir gerçek. Pek çok eğitimciyi yakından tanıyorum. Pek çokları ellerinden geldiğince tüm çabaları ile eğitim camiasında severek ve isteyerek görev yapıyor. Ama üzülerek görüyorum ki onların bu iyi niyetli çabaları bu işe yetmiyor, yetmezde M.K. Atatürkün öğretmenlere hitaben söylediği Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Sözünü bir veli olarak yüreğim sızlayarak hatırlıyorum. Böylesi bir manzara karşısında pek eğitimcinin de aynı sorumluluğu hissedeceğine de eminim.