– Atatürkçülük; kendini Türk bilen. Türk’üm diyen herkesi Türk sayar.
– Atatürkçülük; Kendini Vatan ve Milletine adamak demektir.
– Atatürkçülük; çalışkanlık, dürüstlük, gerçekçilik demektir.
– Atatürkçülük; baskı, korku ve bütün totaliter yönetimler kesinlikle karşıdır; çünkü özgürlükçüdür, insanın doğuştan hak ve özgürlükleri olduğuna ve bunlara saygı gösterilmesi gerektiğine inanır.
– Atatürkçülük; insana değer vermeyen, onu sömüren her düşünce ve tutuma karşıdır; çünkü insancıdır, insanlık değerlerine saygı gösterilmesini ister. Herkesin insan onuruna yaraşır biçiminde yaşayabilmesi başlıca amaçlarındadır. Bu yönü ile de evrenseldir.
– Atatürkçülük; kendini Türk bilen, türküm diyen herkesi Türk sayar.
– Atatürkçülük; Kendini Vatan ve Milletine adamak demektir.
– Atatürkçülük; çalışkanlık, dürüstlük, gerçekçilik demektir
– Atatürkçülük; baskı, korku ve bütün totaliter yönetimlere kesinlikle karşıdır; çünkü özgürlükçüdür, insanın doğuştan hak ve özgürlükleri olduğuna ve bunlara saygı gösterilmesi gerektiğine inanır.
– Atatürkçülük; insana değer vermeyen, onu sömüren her düşünce ve tutuma karşıdır; çünkü insancıldır, insanlık değerlerine saygı gösterilmesini ister. Herkesin insan onuruna yaraşır biçimde yaşayabilmesi başlıca amaçlarındandır Bu yönü ile de evrenseldir.
– Atatürkçülük; Bilim dışı her yönteme ve uygulama ya kesinlikle karşıdır. Çünkü bilimci ve gerçekçidir. Bundan dolayı da dinle dünya işlerini birbirinden ayırmıştır.
– Atatürkçülük; ırkçılığa ve saldırganlığa kesin olarak karşıdır; çünkü ulusçudur, barışçıdır. Yurtta barış dünyada barış ilkesini savunur.
– Atatürkçülük; vatandaşları tümüyle sorumlu kılar. Ve (adam sende) vurdumduymazlığından uzaklaştırır.
– Atatürkçülük; ulusumuzun ve ülkemizi en kısa zamanda çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırıcı karakterdedir. Bunun için önce milletçi bir el el veriş, bir sorumluluk ve çaba gerekmektedir.
– Atatürkçülük; laf-ı güzaf’la değil iş ve sonuç gerektiren başarılarla değerlendiricidir. Türk vatandaşı olduğu bilincini, görev ve sorumluluklarını yükler.
– Atatürkçülük; her türlü gericiliğe, bağnazlığa yolsuzluğa, dogmacılığa ve bos inançlarla doğadışı düşüncelere kesinlikle karsıdır, çünkü akılcıdır. Çağımızın bilimsel düşüncesini, düşünce özgürlüğünü ve onun yol göstericiliğini benimsemiştir. Laiklik ilkesi gereği de dinsel inançlara saygılıdır.
– Atatürkçülük; erkek ve kadın ayrımı yapan her düşünceye karsıdır, çünkü toplumun içinde kadının çok önemli bir yeri olduğuna inanır, kadınla erkek arasında hak eşitliğini ilke sayar.
– Atatürkçülük; kültürde ve dilde yabancılaşmaya kesinlikle karşidır; çünkü milli kültürün ve dilde Türkçenin, savunucusudur.
– Atatürkçülük; her türlü iş ve dış sömürüye karsı olduğundan emperyalizme feodalizme de karsıdır. Atatürk milliyetçiliği, milli değerlerin, varlıkların sömürülmesini kesinlikle reddeder.
– Atatürkçülük; halkın katılmadığı her türlü yönetime ve girişime karşıdır; çünkü gerçek anlamıyla halk egemenliğinden ve halk yönetiminden yanadır.
– Atatürkçülük; Kurtuluş çaresi olarak bazı süper devletlerin himayelerini salık verenlere gülüp geçmek demektir. Çünkü yabancı bir devletin koruyuculuğunu istemek, insanlık niteliklerinden yoksunluğu, güçsüzlüğü, acizliği ve beceriksizliği açığa vurmaktan başka bir şey, değildir.
– Atatürkçülük; Ulusal egemenliğe dayanan, kayıtsız ve şartsız yeni bir Türk Devletinin kurulacağının ilk müjdecisidir.
– Atatürkçülük; yeni Türk devletinin temelinin temelini oluşturan çağdaş ve ulusal değerlerin sentezi bir dünya görüşüdür. Bu özelliğiyle aynı zamanda Türk yurdunun, Türk tarihinin, Türk halkının bütünlüğüne ve gerçeklerine dayanan ulusal bir görüştür; ileriye, yeniliğe açık devrimci bir yoldur; halkımızı orta çağdan modern çağa yönelten ilerici bir akımdır.
– Atatürkçülük; Türk ulusunun sosyolojik yapısına uyan, bağımsız devlet düşüncesine ve siyaset ilkelerine yön veren bir sistemdir.
– Atatürkçülük; geri kalmış dünya ulusları için de bir meşa’le bir ışık, bir yol gösterici olmuştur. Çünkü sömürülen ve ezilen ulusların uyanması ve kalkınması yolunda başlatılan ve başarıyla ulaştırılan ilk ulusal kurtuluş devrimidir. Bu açıdan da gene evrenseldir; tüm ezilen uluslar için yeni bir kurtuluş yolu olmuştur.
– Atatürkçülük; Türk ulusunun sosyolojik yapısına tam bağımsız, çağdaşlaşma, ulusal egemenliktir. Yeni kurulan devletin dışa tam bağımsız olması, içte de ulusal egemenliğe dayanan bir yönetime öngörmesi ve toplumu çağdaş uygarlık düzeyinin bile üstüne çıkarmak istemesi Atatürkçülüğün aynı zamanda temel milli ülküsüdür. Bu ülküsel hedeflere ulaşabilmek için de halkçılık devletçilik cumhuriyetçilik, devrimciliği milliyetçilik ve laiklik ilkeleri yöntem olarak, araç olarak benimsenmiştir. Hepsinin özünde de akılcı felsefe yatmaktadır.
– Atatürkçülük ilkeleri bu amaçlara ulaşma yolunda bir bütündür; tek tek ele alınıp yorumlanamaz ve uygulanamaz. Atatürk devrimi ve Atatürkçülük belirli siyasal yönlerden değil, Türkiye ve dünya gerçekleri açısından bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Yeniliğe, ileriye, güzele dönük olan bu ulusal devrimci, dünya görüşü, her geçen gün gücünü gerçekçi, atılımcı ve sürekli oluşundan almaktadır.