Bu güne değin çizgisi ile farklılığını ortaya koyan Balgöç derneğinden yine bir ilki yaşadı İznik. Daha doğrusu İznikli gazeteciler. Basın açıklaması yapacağız diyerek İznik’teki tüm gazetecileri dernek lokaline davet eden Balgöç yönetimi, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” dolayısı ile yaptığı sürpriz bir toplantı ile yine farklılığını ortaya koydu.
“10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” dolayısı ile dernek yönetiminin almış olduğu karar doğrultusunda dernek lokalinde gazetecilere yaşatılan sürpriz gecede hazırlanan yaş pasta, diğer ikramlar ve özellikle düşünülerek her gazeteciye verilen hediye kalemler geceyi farklı bir ortama taşıdı.
Yapmış oldukları bu sürpriz kutlama için başta Balgöç dernek başkanı Serkan Acar olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerine, İznik yerel basınında görev alan biri olarak kendilerine teşekkür ediyorum. Böyle bir kutlamayı düşünen tek merci olarak takdir etmemek mümkün değil.
Gazetecinin farkı, gördüğü bir olayda farklı bir pencereden bakıp, haberi farklı bir yorumla okuyucuya tarafsız verebilmesinde saklıdır.
Bende hazır Yerel basın konusu açılmışken İznik’teki yerel basında yaşanan sıkıntıları paylaşmak istedim. Neden böyle bir kutlamayı düşünen tek bir merci vardı?
İznik’te bir çok kurum ve kuruluş varken neden bir tek Balgöç oldu bu kutlamayı yapabilen…
Buradan hareketle, her zaman çeşitli kurum ve kuruluşlar hakkında haber yapan, tenkit eden gazeteciler olarak birazda öz eleştiri yapmak konumundayız.
Çünkü İznik’te Yerel Basın, şu an kimse tarafından kaale alınmıyor. Yerel Basın içinde görülen insanlar güvenirliğini yetirmiş durumda. Hatta bazıları tarafından gazeteciler, 20-50 TL gibi rakamlarla “istediğim haberi yaptırırım” mantığı ile görüldüğü de bir gerçek…
İznik Yerel Basını neden bu duruma düştü?
Bu düşünülmesi gereken bir konu…
Yerel Basın nereden başladı isterseniz ilk önce onu hatırlamaya çalışalım.
1 Kasım 1831 tarihinde yayımlanmaya başlayan ilk Türkçe gazete “Takvim-i Vakayı” gazetesinden sonra çıkarılmaya başlayan gazeteler genellikle ülke aydınları tarafından çıkarılan özel teşebbüslü gazetelerdir. Türk basın tarihinde gazete yayınlarının başlangıcı sayılan bu dönemde, gazeteciliği daha çok edebiyatçılar, yurtdışında eğitim görmüş insanlar yapıyorlardı. Bu dönemdeki gazetecilik özü itibariyle habercilik ilkesiyle değil de daha çok halkın eğitim seviyesinin yükselmesine yardımcı olabilmek amacıyla yapılmıştır.
Günümüz basınına baktığımızda yıllarca muhabirler Hükümet, başkent, mahkemeler, belediyeler, emniyet merkezleri, diğer kuruluşlar gibi güç merkezlerinin yakınında oturarak, bilgi kırıntıları ellerine düşsün diye bekleşerek zanaatlarını işlerini kovalamışlardır. Günümüzde insanların neler yaptığını öğrenmek isteyen okuyucuyu bilgi kırıntıları tatmin etmemektedir.
Bilindiği üzere yerel yönetimler demokrasinin ilk basamağıdır. Halk kendini yönetenlerin hatalarını başarılarını, başarısızlıklarını yerel basından doğrudan doğruya daha yakından öğrenme hakkına sahiptir. Bu hakkı yerine getirecek olan da yerel basındır. Yerel yönetimler nasıl demokrasinin ilk basamağı ve çekirdeğiyse yerel basın da demokrasinin sağlıklı işlemesi göreviyle yükümlü basın içinde basının özü çekirdeğidir.
Toplum hayatında önemli bir yere sahip olan, yasama yürütme ve yargıdan sonra dördüncü güç olarak görülen basın, bölgenin ve bölgede yaşayanların her türlü sorununu ve bu sorunların karşısında üretilebilecek çözüm önerilerini gündeme getiren, tartışan, yerel yönetimle merkezi yönetim arasında köprü işlevi görecek, halkın gözü kulağı olduğu kadar yerel yönetimin dili de olabilecek bir işleyişle kişilerin küreselleşme girdabından biraz olsun alıkoyması gerekirken, geçirilen ekonomik sıkıntılar sebebi ile farklı görevleri farklı şekilde yerine getirdiğini görebiliyoruz.
İznik’e baktığımızda ise çok çok az bir kısmı ayırmak şartı ile yeri geldiğinde 500 TL için İznik ve İznikliliğini göz ardı edebilen,kalemini satan, hırsızlıktan hüküm giymiş kişilerin güdümünde, bir yerlere rahat girebilmek için eline makine alıp gazeteciyim diye geçinen, hobi ile gerçek gazeteciliği birbirine karıştıranların cirit attığı, işlediği yüz kızartıcı suçunu kapatmak için dahil olduğu medya gücünü kullanabilen, bunun yanında basının gücünü fark eden birkaç şark kurnazının ağabeylik yapıyorum ayağıyla bir yemek karşılığında kendi siyasi çizgisinde ve düşüncesinde bir medya grubu oluşturulmaya çalışılan, kendi memleketinde bir yer edinememiş ama İznik’e gelip de Yerel basının içine dahil olan gazetecilerin gündem oluşturduğu, sırf kendi resmini gösteriyor, haberini yayınlıyor diye elden ele gazetelerin dolaştırıldığı, kendine ait bir bilgiyi habermiş gibi gündeme kakalayıp, siparişle internet sitelerine eklektirip sonrada onu facebook sayfalarında paylaşmaktan haz duyan aciz insanların bulunduğu, bunları da toplumun her kesiminden insanların bilip-görüp de sessiz kalındığı kaç ilçe biliyorsunuz ülkede çok merak ediyorum.
Güvenilir ve saygı gören bir basın olmak istiyorsak ilk önce kendimizi eleştirmek ve hiç hak etmediği halde basın içinde kendine yer bulmaya çalışan bu safralardan kurtulmak zorundayız.
Bu kelimeler çok ağır gelebilir bazılarına. Varsın gelsin.
Biraz sabredin, bunlar daha başlangıç.
Yedi yıldır herkes benim hakkımda konuştu. Yazdı çizdi…
Ben daha hiç konuşmadım…