1984 yılından beri süre gelen İznik Çini Fırınları kazı alnındaki 2021 yılı kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Üniversitesi bünyesi altında Bursa Büyük Şehir Belediyesi’nin desteği ile Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyelerinden Doçent Dr. Belgin Demirsar Arlı Başkanlığında yürütülen İznik Çini Fırınları kazı çalışmaları bu yıl, geçtiğimiz yıllardan farklı olarak yıl sonuna kadar devam edecek.
Çini Fırınları kazı alanı, geçtiğimiz yıllarda yapılan kamulaştırmalar ile yaklaşık 4 dönümlük bir alanı kapsıyor. Bu yılki çalışmalar yaklaşık 500 metre kare alanda, Pandemi sebebi ile 10 kişilik kısıtlı bir kadro ile gerçekleşecek. Kazı alanında çıkan çini parçaları, alanda yapılan kaba temizliklerinin ardından depo alanına getirilerek sırası ile ince yıkama ve ince temizlik, tasnif, benzer parçaların bir araya getirilmesi, yapıştırma, alçı ile tümleme, belgeleme ve fotoğraflandırma gibi zorlu birçok çalışmalar ardından İznik Müzesine teslim ediliyor.
Bugüne değin birçok çini parçalarının birleştirildiğini ve şu an inşa halinde olan yeni İznik Müzesinde ziyarete açılacağını ifade eden İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi kazı başkanı Doçent Dr. Belgin Demirsar Arlı, 2021 yılı kazı çalışmaları ile ilgili olarak,
“Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Üniversitesi adına yürüttüğümüz İznik Çini Fırınları Kazısı 2021 yılı çalışmalarına Temmuz ayında başladık. Pandemi nedeniyle oldukça küçük bir ekiple sürdürdüğümüz çalışmaları geçen yıllardan farklı olarak yıl sonuna kadar devam ettirmeyi planlıyoruz.
1984 yılından itibaren, düzenli olarak çalıştığımız bu atölye bölgesi, zaman içerisinde gerçekleştirilen kamulaştırmalarla büyüdü ve daha rahat algılanabilir hale geldi. Son olarak geçen yıl kamulaştırma işlemleri tamamlanan, kazı alanımızın güneydoğusunda bulunan parseller çalışma sahamıza dahil oldu.
SAYILAMAYACAK KADAR ÇİNİ PARÇASI BULUYORUZ
Bu yıla kadar, genellikle yaklaşık 2 ay zarfında, 5 metreye 5 metrelik 3 plan karede sürdürdüğümüz çalışmalarda irili ufaklı sayılamayacak kadar çok sayıda parça ele geçiyor ve çalışma sezonumuz ancak bunları değerlendirmeye, belgelemeye izin veriyordu. Ama artık imkanlar el verdiğince kesintisiz olarak çalışıp, çok daha verimli olmayı amaçlıyoruz.
Bu kapsamda yaptığımız çalışmaları kısaca özetlemek gerekirse; öncelikle alanın temizliği yapılıp, çalışılacak hale getirildikten sonra kazılara başladık. Alandaki çalışmayla eş zamanlı olarak, çıkarılan parçaların değerlendirme çalışmaları da yapılmaktadır. Aynı zamanda çıkan buluntular daha önceki yıllarda çalışılan etütlük parçalarla beraber değerlendirilmekte, birleşebilen parçalar birleştirilip, bütün hale getirilip, tümlenip sergilenmeye hazır halde İznik Müzesi’ne teslim edilmektedir. Çini ve seramik açısından değerlendirildiğinde, İznik Müzesi koleksiyonundaki eserlerin, büyük kısmı İznik Çini Fırınları Kazısı’nda ele geçmektedir. Sergilenebilenler dışında pek çok eserimiz de Müze deposunda teşhire hazır biçimde beklemektedir. Bütün bu eserlerimiz için yeni yapılmakta olan, inşası devam eden yeni Müze binasında güzel bir teşhir planlanmaktadır.
Amacımız öncelikle son kamulaştırılan parsellerin kazısını yapmak ve ardından gerekli düzenlemelerle dünyaca ünlü İznik çini ve seramiklerinin üretildiği bu alanı açık hava müzesi haline getirmektir. Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İstanbul Üniversitesi olmak üzere çalışmalarımıza katkıda bulunan Bursa Büyükşehir Belediyesi ve İznik Belediyesi’ne destekleri için teşekkür ederiz.” diye konuştu
ÇİNİ FIRINLARI NASIL BULUNDU?
18.yüzyılın ardından kaderine terk edilip toprak altında kalan İznik çini fırınları, 1967 yılında İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi ve Arkeoloji bölüm başkanı Prof. Dr. Oktay Aslanapa tarafından keşfedildi. 1984 yılından itibaren çalışmalar yine aynı bölüme ait öğretim üyesi Prof. Dr. Ara Altun başkanlığında, çeşitli bilim adamları ve öğrencilerin katılımıyla sürdürüldü. Bugün ise bu görevi İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Doçent Dr. Belgin Demirsar Arlı yürütmekte.