Derbent mahallesi Kireç tepe mevkiinde beş aydır faaliyet gösteren taş ocağına bölge Bursa 3. İdare mahkemesinden yürütmeyi durdurma kararı çıktı.
2014 yılı Mayıs ayında Derbent köylülerinin protesto yürüyüşü ile gündeme taşınan Derbent mahallesi Kireç tepe mevkiinde faaliyet gösteren taş ocağı ile ilgili olarak Bursa 3. İdare mahkemesinden yürütmeyi durdurma kararı çıktı.
Bursa 3. İdare Mahkemesinin 2014/1487 esas nolu yürütmeyi durdurma kararında;
"… Dava konusu maden isletme ruhsatına konu olan ve isletilmekte olan madenin, su havzasında bulunduğu ve patlatma faaliyetlerinin yer altı su kaynaklarını olumsuz yönde etkileyeceği, patlatma işlemleri sırasında ortaya çıkan titreşimin ve toz emisyonlarının çevreye, su kaynaklarına, floraya ve faunaya, civarda bulunan SIT ve koruma alanlarına etkilerinin ne ölçüde olacağına ilişkin davalı idare tarafından yeterli bir inceleme ve araştırma yapılmadan dava konusu isletme ruhsatının düzenlendiği anlaşıldığından, uyuşmazlığa konu maden isletme ruhsatında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Diğer yandan; uyuşmazlığa konu isletme ruhsatına bağlı olarak yürütülen madencilik faaliyetinin çevre ve insan sağlığına zarar verebileceği anlaşıldığından, işlemin yürütülmesinin telafisi güç zararlara yol açabileceği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin, uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına oy birliğiyle karar verildi." denildi.
6 milyon TL'lik bir yatırım ile yaptıkları taş ocağının durdurulması amacıyla açılan dava ile ilgili olarak Müdahil Mançolar LTD.ŞT.İ.'in ortağı ve vekili Zekeriya Mançolar konu ile ilgili olarak, İdarenin denetim yetkisi yok sayılarak, olabilecek risk varsayımından hareketle Yürütmeyi Durdurma kararının verilmesinin hukuka uygun olmadığını ifade etti.
Müdahil vekili Avukat Zekeriya Mançolar açıklamasında; "Bursa 3. İdare mahkemesinin vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararı şu an için taraflara gönderilmiş değil. Bize tebliğ edilmesiyle birlikte, Bölge İdare Mahkemesi nezdinde haklı tüm itirazlarımızı yapacağız . Kaldı ki bu karar yasal bir sürecin başlangıcı olacaktır. Yürütmeyi durdurma kararı bizimİşletme ruhsat ve İşletme İznimizi iptal eden bir karar değil. Bu kararlar ara karar (tedbir) niteliğindedir. Bu kararın verilmesinde bilirkişi olarak görev yapan heyetin bilime, fenne aykırı, hukuki dayanaktan yoksun taraflı bir rapor tanzim ettiklerini düşünüyoruz . Üç kişinin bir buçuk saatlik gözlemlerine dayanarak hazırlanan rapor bizim için hukuki manada bir değer taşımıyor. Bizim tesisimiz şu an Marmara bölgesindeki mevzuata en uygun çevreci tesistir’ dedi.
Monçolar konuşmasında; "Ayrıca bu olayın Derbent köyü ile bizim firmamızın bir husumeti olarak gösterilmesi yanlış bir olaydır. Piyasada basını kullanarak çevrecilik adı altında sözde aktivistlik yapan bir çok kişi var. Amaç köyü korumak değil, bu bölgedeki kendi arsalarının bu ocaktan dolayı değer kaybetme endişeleri. Derbent köyünün açmış olduğu bir dava yok. Bu köyde yazlık bir evi olan bir şahsın kişisel bir davası ile karşı karşıyayız. Davacı Şemsettin Özbayram, davalı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, müdahil ise Mançolar LTD.ŞTİ.
Verilen karar ise yürütmeyi durdurma kararı. Yani ara bir karar. Her şey bitmiş değil, daha yolun başlangıcındayız. Danıştay'ın, "varsayıma dayalı soyut iddialar alınacak kararlara esas teşkil etmez" diye kararı mevcut. Çevre, Kültür varlıkları, Tarım müdürlükleri gibi 14 resmi kurumdan olur almış bir ruhsatımız var. Bu oluru veren kurumlar hiç mi bilgi sahibi değil. Biz tüm bu izinlerin ardından son olarak da 22 mayıs 2014 tarihinde patlatma iznimizi de almış bulunmaktayız. Yaptığımız her şey yasal. 5 aydır işletmemiz çalışıyor, bu güne kadar 13 adet patlatma yaptık. Hani nerde su azalması? Hani nerede çevresel zarar? Bu bölgede iddia edildiği gibi öyle bir risk söz konusu değil." diye konuştu.