Bursa Büyükşehir Belediyesi, İznik Belediyesi ve Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından organize edilen Uluslar arası Davud-El Kayseri sempozyumu İznik DSİ Tesisleri’nde Prof. Dr. Süleyman Uludağ’ın açılış konuşmaları ile başladı.
9-10 Mayıs tarihleri arasında sürecek sempozyum Prof. Dr. Yaşar Aydınlı, Prof. Dr. Mustafa Karal, Prof. Dr. Süleyman Uludağ, Prof. Dr. Mustafa Tahralı,Prof. Dr. Turan Koç, Prof. Dr. Ömer Mahir Alper, Prof. Dr. Mehmet Bayraktar, Prof. Dr. Cafer Karadaş, Yrd. Doç. Abdurrahman Alkış, Doç.Dr. Mustafa Çakmaklıoğlu, Prof. Beki Alaaddin, Prof. Ebdürezzak Tek, Doç. Dr. Ömer Türker, Yrd. Doç. Dr. Zeliha Öteleş, Yrd. Doç. Dr. Sema Özdemir, İhsan Fazlıoğlu, Doç.Dr. Osman Nuri Küçük, Mohammadamin Shahjoui katılımı ile sürecek.
İznik Kaymakamı Hüseyin Karameşe, İznik Belediye Başkanı Osman Sargın, Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Daire Başkanı Aziz Elbas, İlçe Müftüsü Veli Vehbi Bardakçı, Belediye Meclis Üyeleri, İznik Kent Konseyi Genel Sekreteri Havva Candar, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Akademisyenleri, öğrencileri ve çok sayıda İzniklinin katıldığı sempozyumda Davud El Kayseri'nin "hayat felsefesi ve şiirlerinde ki hakikat ve varoluş" gerçekleri ortaya konacak.
Sempozyumun açılışında konuşan Belediye Başkanı Osman Sargın “Hıristiyanlık açısından oldukça önemli bir dini merkez olması ardından 1075 yılında Anadolu Selçukluları tarafından fethedilen İznik Türklerin Anadolu'daki ilk başkenti olmuştur. Acaba 1071 de Malazgirt'ten Anadolu’ya giriş yapan ecdadın İznik’i fethederken amacı neydi? Bitinya’nın İznik’i “Altın Şehir” ilan etmesinin sebebi neydi? Bunların sorgulanıp sırlarının ortaya çıkarılması gerekmektedir. İznik beş harf ve iki heceye sıkıştırılamayacak kadar önemli bir yerdir" diye konuştu.
İlk oturumda konuşan Prof. Dr. Turan Koç, "Davud El Kayseri, insanı bütünüyle kavrayan idrake ve telakkiye sahip büyük bir kafa adamıdır. Bu bir kafa gönül buluşması. Biz ağırlıklı olarak felsefe dediğimiz zaman kafayı kastediyoruz. Tasavvuf dediğimiz zaman veya irfan dediğimiz zaman, kalbi kastediyoruz. Davud El kayseri, "Hele bir duyularını birleştir de bak hakikat o zaman nasıl vakıf olacak" diyor. İşte metinleri ve şiirleri buradan ortaya çıkıyor" dedi.