Bir zamanlar evlerin, çeyizlerin vazgeçilmezi el yapımı yorganlar, talebin azalması ve ustaların çırak bulma sıkıntısı nedeniyle yaşamlarımızdan çıkma tehdidiyle karşı karşıya. Eskiden ana caddelerde bulunan yorgancılar, artık ara sokaklarda tek tük kalmış durumda. Yeni çıraklar bulunamazsa bugünkü mesleğin son temsilcilerinden sonra bu meslekler de git gide yok olacak.
Bursa’nın İznik ilçesinde öncesinde 4 olan yorgancı ustasından şu an iki kişi mesleğine devam ediyor. Ali Topkara’da yorgancılığın son temsilcilerinden biri. 65 Yaşında olan Ali Topkara 15 yaşından beri 50 senelik bir yorgan ustası. Emekli olduktan sonra bir süre mesleğine ara veren Ali Topkara, hükumetin kendi ürettiği ürünleri satan, el dokuma işleri, bakır işlemeciliği, çini ve çömlek yapımı, ve ahşap oyma işleri, kaşıkçılık, yazmacılık, yorgancılık, oyacılık ve bunlar gibi geleneksel, kültürel, sanatsal değeri olan ve kaybolmaya yüz tutan meslek kollarında faaliyette bulunan yaklaşık 20 mesleği gelir vergisi muafiyeti kapsamına alması ile tekrar mesleğine geri dönmüş.
“Gelişen Yeni Nesil İle Birlikte Kültürümüzde Değişiyor”
Bu mesleğin çok sabır isteyen bir sektör olduğunu vurgu yapan Ali Topkara,” Bizler yok olursak bu mesleklerde bitecek, arkadan yetişen yok. Gençler sabırsız, düne kadar getirisi yüksek olan bu mesleğin artık eskisi gibi yüksek bir getirisi yok. Pamuk taraması, kumaşı ipliği ile 35-40 TL civarında bir ücretle çalışıyoruz. Tabii buda gençlere cazip gelmiyor. Biz neden yapıyoruz, ne yapalım kahve köşelerinde mi oturalım. Bu mesleğe bayanların eli daha yatkın. Bu mesleğin devam edebilmesi için Halk Eğitimi Merkezlerinin bu konuya eğilmesi lazım. Buralarda açılacak çeşitli kurslar ile genç kızlardan zanaatkar yetişebilir.” diye konuştu.
“Genç kızların çeyizlerini el yapımı sağlıklı yorganlar süslerdi”
Vatandaşları sağlık için doğal üretimleri kullanmaları yönünden uyaran Yorgancı Ustası Ali Topkara ” Genç kızların çeyizlerini süsleyen el yapımı yorganlar vardı. İlerleyen teknoloji ile birlikte yorganlar fabrikalarda üretilir oldu. Vatandaşlar da cazip fiyat dolayısı ile fabrika satışlarını tercih etmeye başladı. Ama teknoloji ilerledikçe hastalıklar çoğaldı, çoğu kimse bunu fark etmiyor. Bizler doğal pamuk ve yün kullanıyoruz. Fabrikalarda ise sentetik elyaf, silikon dolgulu ürünler kullanıyorlar. El yapımı yorganlar hem sağlık açısından hem de estetik görünümüyle hazır yorganlardan çok daha güzel ama geldiğimiz durum bu.” dedi.
Motif olarak çoğunlukla tavus kuşu, kelebek, lale, karanfil, yonca, pervane, baklava, kare, saraylı, paraşüt yıldız motifleri kullanılan, renk olarak da mavi, kırmızı ve pembe rengin rağbet gördüğü yorgancılıkda, ustasının uyguladığı yorgan modelleri ve dikişinin güzelliği ile kendini gösterme fırsatı elde eder.
Eski Türkçe’de “yapurgan”, “yavurgan” şeklinde kullanılan yorgan sözcüğü, örtünmek anlamına gelmektedir. Örtünme yalnızca kıyafet anlamında değil olumsuz hava koşullarından ve gece-gündüz arasındaki sıcaklık farklarından korunmak için de geçerli bir ihtiyaçtır. Bu bağlamda hayvan derilerinden elde edilen post’larla başlayan örtünme bugün kullandığımız yorganlara ve battaniyelere doğru bir yol izlemiş zaman içinde. Osmanlı döneminde padişahların seferleri, şehzadelerin sünnetleri gibi vesilelerle düzenlenen şenliklerde geçiş törenlerine katılan esnaf alayları arasında yer almanın yanında minyatürlere dahi yansımıştır.Osmanlı saraylarını, usta ellerin zengin motiflere, altın ya da gümüş teller, kıymetli taşlar eklemesiyle de ipek, kadife yorganlar süslemiştir.