İ.Ü Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meriç Albay, “İznik gölü ekolojik ve biyolojik olarak tehdit altında. Acil yönetim planının hayata geçirilmesi gerekiyor. Yoksa çok geç kalınacak. Başka İznik gölü yok.”
İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meriç Albay, 24 kişiden oluşan bölüm öğrencileri ile birlikte İznik Gölünde araştırma yaptı.
İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğrencileri, göllerin ve akarsuların ekoloji temelli yönetimini öğrendikleri Limnoloji dersi kapsamında saha çalışması yapmak üzere İ.Ü. Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dekanı Prof.Dr. Meriç Albay ve ekibi ile birlikte İznik Gölü’ne geldiler. Gölün yüzeyinden dibine doğru oksijen, pH, iletkenlik gibi su kalitesi ile ilgili ölçümler yapan araştırma ekibi ve öğrenciler, laboratuvarda incelemek üzere su örnekleri ile beraber mikroskobik canlılar olan fitoplankton ve zooplankton örnekleri de aldılar.
Albay, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı.
“İznik Gölü Türkiye’nin 5’inci büyük gölü. Ancak, uzun zamandan beri su kalitesi sorunları yaşıyor. Derelerden yıllarca gübre ve zirai ilaçlar atıkları göle taşınmakta. O nedenle İznik gölü su kalitesi yıllarca bunun baskısı altında kaldı. Baktığımız zaman geçmişte 200 tonların üzerine çıkan kerevit bugün 100 tonlara düştü. Daha önce olmayan İsrail Sazanı değimiz balık geldi. Su kalitesi ortadan kalkınca doğal olarak buranın yerli türleri ortadan kalktı. Yabancı türler gelmeye başladı. Şuanda göl kalitesi özellikle ilaç kirliliği bakımından 4’üncü sınıf su kalitesine kadar düştü.”
“DAHA DA KÖTÜLEŞECEK”
Başta kimyevi atıklar olmak üzere İznik Gölü zaman içerisinde daha da kötüleşeceği benziyor diyen Albay, “Göl üzerinde aşırı su çekilimleri baskıları var. İlaç ve gübre baskıları var. Yıllarca arıtılmayan suların göle girişleri var. Bunlar İznik Gölünün eko sistemini ciddi şekilde rahatsız etti bozdu. Balığından tutunda bütün biyolojik çeşitlilik tehdit altında. Biz biran önce yönetim planını geliştirip su kalitesiyle ilgili, gölün yönetimiyle ilgili akılcı, sürdürülebilir göl yönetimine geçmemiz lazım.”
“ATIK DEPOSU OLARAK GÖRÜLÜYOR”
Derelerde de inceleme yaptık diyen Albay, “Dereler şuanda doğal olarak kar suları ile besleniyor ama, yaz aylarında özellikle gübre ve ilaç baskısı çok artacak. Görülen o ki, bir atık deposu gibi görülen İznik Gölünde bu baskıyı hızlandıracak. Yapılması gereken ise bölgede ki İznik ve Orhangazi arıtma tesislerinin işlevselliğini artırılması gerek. Göl çevresinde gübre ve ilaçların biran önce kullanımının kontrol altına alınması şart. Maalesef bir çok kişi elini kolunu sallayarak gübre ve ilaç alarak tarlasında bahçesinde kullanıyor. Dünya’nın her yerinde bu tarz göller ve su kaynakları çevresinde bu tarz kullanımlar kontrollü yapılır. Kimin ne kullanacağı bellidir. Bizim de yasalarımız buna uygun ama kontrol anlamında ciddi bir sıkıntı var. Şuan da göl üzerinde bizim yaptığımız çalışmaya göre ilaç kirlenmesi nedeniyle su 4’üncü sınıf çıktı. Aslında burası 80 metre derinliği olan ve kirletilmesi son derece zor olan bir göl. Ama biz burayı kirlettik. Zaman zaman kuş ve balık ölümleri görüyoruz. Bu işte baskının sonucu. Böylesine dünya mirası harika bir göl, kuşuyla balığıyla dikkat edilmesi gereken bir göl. İznik gölünü göl olmaktan çıkarırsak İznik’in bir değeri kalmaz. Her şeye yeniden başlamış oluruz ki buna hakkımız yok. Biran önce önlemlerin artılması ve yönetim planının geliştirilmesini öneriyorum” dedi.