• Anasayfa
  • Adli
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Kültür Sanat
  • Özel Haberler
  • Siyaset
  • Spor
İznik Defteri
  • Anasayfa
  • Adli
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Kültür Sanat
  • Özel Haberler
  • Siyaset
  • Spor
Sonuç yok
Tüm sonuçlar
  • Anasayfa
  • Adli
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Kültür Sanat
  • Özel Haberler
  • Siyaset
  • Spor
Sonuç yok
Tüm sonuçlar
İznik Defteri
Sonuç yok
Tüm sonuçlar

“Kızıl Elma ve Kızıl Elma Ülküsü”

Yazar : HAYRİ ŞEN
19 Şubat 2017
Kategori Köşe Yazıları
0
0
0
Görüntülenme
PaylaşPaylaşPaylaşPaylaş

Kızıl Elma, Türkler tarafından değişik şekillerde tasvir edilmiş olup bazen bir belde, bazen bir taht, bazen de dünya hakimiyetini temsil eden som altından yapılma kızıl renkli bir küre olmuştur

Kızıl Elma, Türkler tarafından değişik şekillerde tasvir edilmiş olup bazen bir belde, bazen bir taht, bazen de dünya hakimiyetini temsil eden som altından yapılma kızıl renkli bir küre olmuştur. Bazen fethedilmesi gereken illeri ifade eder, çoğu kez ise bütün Türklerin, tek bayrak altında toplandığı devletin simgesidir.

Çok eski bir Türk inanç ve töresi olan Kızıl Elma, Türkistan’dan Hazar Denizi’nin doğusundan gelen Oğuzların, Hazar kağanının ipek çadırının üzerinde hakimiyetinin ifadesi olarak bulunan altın topu yani Kızıl Elma’yı ele geçirmeyi ülkü edinmişlerdir.

İran’da hüküm süren Türk boylarından sonra bu ülkü Osmanlılara da geçmiştir. Osmanlı Türk devletinin Macaristan’da bulunan Kızılelma’yı bulup ele geçirmelerinden sonra fethetmek istedikleri yerlerde bir Kızılelma’nın varlığına inandığı ve bu uğurda mücadele ettiği görülmektedir.

Osmanlının ilk Kızılelması Anadolu’da beylikler dönemine son verip Türk birliğini sağlamak olmuştur. Bunun için çeşitli mücadelelere girişen Osmanlılar kardeş katline kadar varan büyük fedakârlıklar göstermekten çekinmezler. Gerek iç mücadeleler gerek Moğol istilâsı bir yandan sıkıntıları getirirken bir yandan da büyük ideallerin gerçekleşmesi için dinamik bir güç oluşturur. Sadece Türk milleti için değil dünyadaki bütün milletler için kavşak noktası olarak bilinen ve kendine mahsus özellikleri haiz olan İstanbul, Osmanlı’nın büyük Kızılelması olarak görülür.

Hz.Muhammed’in İstanbul muhakkak fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan ve onun askerlerine ne güzel askerlerdir” hadisi ile müjdelenen ideal hayata geçirilir. İstanbul’un fethine kadar anlatılan ancak İstanbul’un fethi ile olgunlaşan Kızılelma Türk’ün dünyaya hâkim olma duygusunun bir ifadesi olarak hayata geçmiştir.

Evliya Çelebi, Hz.Muhammed’in doğumunda ateş-gedelerin sönmesi ve Tak-ı Kisra’nın sükûtu gibi harikulâde hadiseleri anlatırken Ayasofya kubbesiyle birlikte İstanbul Kızılelmasının düştüğünü zikretmektedir.

İstanbul’un fethinden sonra Türk milleti için Kızılelma Roma’ya St.Pierre’nin kubbesine taşınır. Burası Katolik dünyasının kalbidir. Türklerin hedefi artık Roma’dır. Zira Fatih döneminde yapılan Ortanto (İtalya) seferinin sebebi de budur.

Roma Kızılelmasının düşürülmesidir. Atilla’dan sonra Roma’yı düşürmek Osmanlı Türklerinin büyük hedefleri arasındadır. Efsaneye göre kızılelma Dağıstan’dan I.Anuşirvan tarafından İran hazinesine konulmuş oradan da Roma’ya kaçırılmıştır.

Bu anlatım tarihî kaynaklarda yer almaktadır. Bundan başka çeşitli mektup örnekleri elden ele dolaşarak Türkleri Kızılelma’ya (Roma) davet eder. Bir başka Kızılelma ise Macaristan’dır…

Azerbaycan sahasından Ahunzade Mirza Feth Ali Bey’in yaktığı dilde Türkçülük meş’alesi İstanbul’dan eğitim sahasında Süleyman Paşa tarafından yakılmaya devam edilmiştir.

Emrullah Efendi, Bursalı Tahir Ziya Gökalp, Tunalı Hilmi, Ağaoğlu Hikmet gibi şahsiyetlerin omuzlarında gelişen Türkçülük cereyanı 1900′lü yıllarının başından itibaren yanına siyasî ve askerî kesimlerden de destek almak suretiyle olgunluk kazanır. Ziya Gökalp’in fikri birikimi Türkçü düşüncenin merkezinde yer almasını sağlamıştır. 1920 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti bu fikri birikimin ürünü olarak tarihteki yerini alır…

Kızılelmanın Turan olarak şekillendiği bu dönemin en büyük ve ilk safhası olarak Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.

Millî ülkü olan Kızılelma, Türk birliğinin yani Turan’ın tesisidir. Bunun birinci dönemi bağımsızlık ikinci dönemi birlik üçüncü dönemi ise fetihler dönemidir. Buradan hareketle denilebilir ki tarihî dönemlerden itibaren tecrübelerle sabit olan Türk birliği fikri günümüzde yeniden hayat bulmaya başlamıştır.

Özellikle yetmiş yılı aşkın bir süredir Rus egemenliğinde yaşayan Türk gruplarının bağımsız devletler olarak dünya devletleri içinde yer almaları başka Türk gruplarının şimdilik federasyon yapısı içinde yarı bağımsız olmaları ile başta Türkiye ile olmak üzere Türk devlet ve toplulukları arasında başlayan iş birliği Türk’ün Kızılelması olan Turan’a giden bir yol olarak görülebilir.

Ulaşılması gereken hedef mefkûre olarak anılan Kızılelma zaman zaman coğrafî yerlere isim olarak verilmiştir. Bu yer veya varılması gerekli coğrafyalar Macaristan, İstanbul, Roma Engirüs ve Viyana gibi beldeler olmuştur.

Kızılelma ülküsü, Osmanlıların parlak çağlarında iyice belirip şekillenmiş ve konak konak, Türk büyüklüğünün, yükseklik fikrinin, ilahi bir gayenin timsali haline gelmiştir.

Bu büyük düşünce olmasaydı, XI. Yüzyılda Anadolu’ya gelen, en çok bir milyon Türk, Bizans’ın Asya ve Avrupa’daki topraklarında rastladıkları diğer Türklerin birkaç tümenlik hrıstiyanlaşmış döküntülerinin yardımı ile de olsa, bu dünya çapında devleti kurup dört kıta üzerindeki teşkilat ve medeniyet şaheserini yaratamazdı.

Milletlere milli inanç ve güvenç veren ülkünün ne büyük bir kuvvet olduğunu anlamak için bugünkü olaylara bakmak yeter…

Ve göreceksiniz ”Kızıl Elma” kelimesini önümüzdeki günlerde sık sık duyacağız…

(Not: Yukarıdaki yazıların bir bölümü çeşitli internet siteleri ve gazete haberlerinden derlenmiştir.)

Önceki Yazı

Fuhuş suçundan aranan 75 yaşındaki A.A adlı kişi polis kontrolünde yakalandı.

Sonraki Yazı

İznikspor Liderliğin Keyfini Sürüyor

Sonraki Yazı
İznikspor Liderliğin Keyfini Sürüyor

İznikspor Liderliğin Keyfini Sürüyor

Please login to join discussion

Son Eklenen Haberler

Mavi Bayrak-İznik

Bölgenin İlk Mavi Bayrağı İznik’te Dalgalanacak

5 Ağustos 2022
Hint Keneviri

Orhaniye Mahallesinde Kenevir Operasyonu

3 Ağustos 2022
Orhangazi Araç

Otomobil İçinde Yanarak Can Verdi

3 Ağustos 2022
Roma Tiyatrosu

40 Yıllın Sonunda, Roma Tiyatrosu Ziyarete Açılacak

2 Ağustos 2022
İznik Kepçe

Freni Boşalan Kepçenin Altında Hayatını Kaybetti

29 Temmuz 2022
Orhan Bağışı

Organları 3 Kişiye Umut Oldu

22 Temmuz 2022
Elbeyli Traktör

13 Yaşında Traktör Altında Can Verdi

22 Temmuz 2022
İznik Otomobil

Yanan Otomobilini, Canını Hiçe Sayarak Durdurdu

21 Temmuz 2022
İznik defteri-logo

Sitede yer alan yazı ve resimler telif yasaları ile korunmaktadır. Tüm hakları İZNİK DEFTERİ.COM sitesine aittir.

Kategoriler

  • Adli
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Foto Galeri
  • Köşe Yazıları
  • Kültür Sanat
  • Manşet
  • Özel Haberler
  • Siyaset
  • Spor
  • Ülke ve Dünya Gündemi

 

www.İznikdefteri.com
1991 yılında kurulmuş olup,
Bir İznik Dizayn iştirakidir

  • KÜNYE
  • Biz Kimiz
  • GİZLİLİK POLİTİKASI

© 2022 iznikdefteri Tüm hakları saklıdır.

Sonuç yok
Tüm sonuçlar
  • Anasayfa
  • Adli
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Kültür Sanat
  • Özel Haberler
  • Siyaset
  • Spor

© 2022 iznikdefteri Tüm hakları saklıdır.