• Anasayfa
  • Adli
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Kültür Sanat
  • Özel Haberler
  • Siyaset
  • Spor
İznik Defteri
  • Anasayfa
  • Adli
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Kültür Sanat
  • Özel Haberler
  • Siyaset
  • Spor
Sonuç yok
Tüm sonuçlar
  • Anasayfa
  • Adli
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Kültür Sanat
  • Özel Haberler
  • Siyaset
  • Spor
Sonuç yok
Tüm sonuçlar
İznik Defteri
Sonuç yok
Tüm sonuçlar

“Kendi Kanını Yalamak”

Yazar : HAYRİ ŞEN
16 Şubat 2017
Kategori Köşe Yazıları
0
0
0
Görüntülenme
PaylaşPaylaşPaylaşPaylaş

Kutup ayıları derileri için avlanılırmış. Ama bu iş kolay olmazmış. Derilerinin altındaki ortalama 10 cm”lik yağ tabakası ayıların buzlu sularda donmasını engeller; hem de onları bir zırh gibi korurmuş.

Kutup ayıları derileri için avlanılırmış. Ama bu iş kolay olmazmış. Derilerinin altındaki ortalama 10 cm’lik yağ tabakası ayıların buzlu sularda donmasını engeller; hem de onları bir zırh gibi korurmuş. Küçük ateşli silahlarla ayılarda oldurucu yaralar açmak mümkün olmazmış. Büyük silahlar da derileri paramparça edip kullanılmaz hale sokarmış.
Kutup ayısını avlamak için alnındaki özel bir noktaya yakından ve tek el ateş edilmeliymiş.
Kutup ayılarının koklama ve işitme duyuları da güçlüymüş. 2m. Yükseklikte karın altındaki fok balığının kokusunu veya 30 km uzaklıktaki yaralı hayvanın kan kokusunu hissedebilirlermiş. Bununla birlikte en ufak bir çıtırtıyı bile duyabildiklerinden kimseyi yanlarına yaklaştırmazlarmış. Avcılar kutup ayılarını avlamak için ilginç bir teknik kullanırlarmış.
Bir baltanın ağzı iyice, ama iyice keskinleştirilirmiş. Sonra bu balta bir yere sabitlenirmiş. Üzerine sapını ve demirini tamamen kaplayacak şekilde fok balığı kanı sıvanırmış. Ve olay yerinden uzaklaşılırmış. Kan kokusunu alan kutup ayısı baltayı kolayca bulur ve yalamaya başlarmış. Yalarken farkında olmadan dilini baltanın keskin ağzına da sürtermiş. Hafif kesilen dilden sızan kanlarla balta, yalaması daha da keyifli hale gelirmiş.  Zavallı ayı, yaladıkça kanayan, kanadıkça yalayan diliyle bir süre sonra iyice kendinden geçermiş. Hem zevklenirmiş, hem bitkinleşirmiş.
Avcı ise sürekli ayıyı gözlermiş. Kan kaybından iyice halsiz düşüp bayılmasını beklermiş. Bayılınca ayinin yanına gidermiş, elindeki silahı alnına yaklaştırırmış. Tek el ateşle ayıyı öldürürmüş. Böylece deriye zarar vermeden avlama işlemini tamamlarmış.
Haluk Bey’in hikâyeyle ilgili yorumu şu:
Son günlerde toplum olarak oldukça hareketli günler geçiriyoruz. Yerel seçimler geliyor.
Halkın büyük çoğunluğu ya  ‘Yola devam,’ diyecek. Ya da” Yeter artık”
Yola devam derse, yalamaya devam…
Yalamaya devam, kanamaya devam…
Kanamaya devam, yalamaya devam…
Kan nasıl da tatlı…
Ama dikkat etmek lazım.
Başta başkasının kanı diye yalanırken, sonra kendi kanımızı yalar hale gelebiliyoruz. Tadından başımızın döndüğü şey kendi kanımız. Başımızın dönmesi de sırf keyiften değil.

Haluk Bey yorumunu şöyle bağlıyor:
Şimdi her şeyin yolunda gittiğini sanıyoruz. Karnımızın doyduğunu sanıyoruz. Peki, kanımız tükendiğinde ne olacak? Türkiye Cumhuriyeti kanı tükenmiş, güçsüz, mantıklı düşünemez hale getiriliyor diye korkuyorum.
Pusudaki avcının öldürücü hamlesi ne zaman gelecek, aklıma geldikçe irkiliyorum.

Aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş. Bütün bankaları yabancıların eline geçmiş. Kamunun elinde hiçbir şey kalmamış. Ekonomi bütünüyle esir edilmiş. Tüketim, üretimin fersah ötesinde. Borçlar almış başını gidiyor. ABD ve AB sınıra dayamış, ülkeyi parçalama projelerini dayatıyor.
Memleketin her medyası bilfiil işgal edilmiş, psikolojik bir savaşı açıktan üzerimize sürüyor…
Olur, mu canım?
Milli gelirimiz büyüyor. Enflasyon dizginleniyor. Global dünyayla uyum sürüyor. Yabancı sermaye kopmuş geliyor. Güven ve istikrar paçalarımızdan akıyor. AB ile müzakereler ilerliyor. Başbakanımız İsrail’e bile rest çekebiliyor.
Dünyanın patronu ABD ile aramızdan su sızmıyor. Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Fethullahçı, Süleymancı herkesler alt ve üst kimliklerine kavuşuyor. Toplum demokrasiyi özümsüyor. Otoyollar yurdu baştanbaşa örüyor. Hastanelerde kimse tedavisiz, ilaçsız kalmıyor. Yoksul halkın makûs talihi yeniliyor… Ne diyelim?
Buyurun öyleyse yola devam.
Yola devam, yalamaya devam…

 

(Alıntı: Doç. Dr. R. Haldun Gündoğdu )

Önceki Yazı

“Global Isınma ve İZNİK”

Sonraki Yazı

Trafo Yangınına Tedaş&#39tan Müdahale

Sonraki Yazı
Trafo Yangınına Tedaş&#39tan Müdahale

Trafo Yangınına Tedaş&#39tan Müdahale

Please login to join discussion

Son Eklenen Haberler

Mavi Bayrak-İznik

Bölgenin İlk Mavi Bayrağı İznik’te Dalgalanacak

5 Ağustos 2022
Hint Keneviri

Orhaniye Mahallesinde Kenevir Operasyonu

3 Ağustos 2022
Orhangazi Araç

Otomobil İçinde Yanarak Can Verdi

3 Ağustos 2022
Roma Tiyatrosu

40 Yıllın Sonunda, Roma Tiyatrosu Ziyarete Açılacak

2 Ağustos 2022
İznik Kepçe

Freni Boşalan Kepçenin Altında Hayatını Kaybetti

29 Temmuz 2022
Orhan Bağışı

Organları 3 Kişiye Umut Oldu

22 Temmuz 2022
Elbeyli Traktör

13 Yaşında Traktör Altında Can Verdi

22 Temmuz 2022
İznik Otomobil

Yanan Otomobilini, Canını Hiçe Sayarak Durdurdu

21 Temmuz 2022
İznik defteri-logo

Sitede yer alan yazı ve resimler telif yasaları ile korunmaktadır. Tüm hakları İZNİK DEFTERİ.COM sitesine aittir.

Kategoriler

  • Adli
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Foto Galeri
  • Köşe Yazıları
  • Kültür Sanat
  • Manşet
  • Özel Haberler
  • Siyaset
  • Spor
  • Ülke ve Dünya Gündemi

 

www.İznikdefteri.com
1991 yılında kurulmuş olup,
Bir İznik Dizayn iştirakidir

  • KÜNYE
  • Biz Kimiz
  • GİZLİLİK POLİTİKASI

© 2022 iznikdefteri Tüm hakları saklıdır.

Sonuç yok
Tüm sonuçlar
  • Anasayfa
  • Adli
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Kültür Sanat
  • Özel Haberler
  • Siyaset
  • Spor

© 2022 iznikdefteri Tüm hakları saklıdır.