Marmarabirlik tarafından bölgedeki zeytin üreticilerine yönelik olarak düzenlenen bilgilendirme toplantısının ilki İznik Zeytin Satış Kooperatifi üyesi yaklaşık bin zeytin üreticisinin katılımı ile gerçekleştirildi.
Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim görevlileri Prof. Dr. Haluk Başar, Doç. Dr. Cevriye Mert, Doç. Dr. Nabi Alper Kumral, Doç. Dr. Hizmet Tezcan ve Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa’nın da katıldığı bilgilendirme toplantısında açılış konuşmasını yapan İznik Zeytin Kooperatifi Başkanı Ergün Sürücü, “Zeytin üreticilerimiz 2010 yılı ve sonrasında çeşitli nedenlerden dolayı zeytin üretiminde büyük verim kayıpları yaşamaktadır. Bizim bu toplantıdaki amacımız da bu sorunların nedenleri ve çözümlerini konuşmak,İznik’teki zeytin üreticilerinin geleneksel tarımın yanı sıra bilinçli tarıma da yönelmesine olanak tanımaktır. Bu toplantımızda birbirinden değerli hocalarımız ile zeytincilerimizin sıkıntısına çareler bulacağımıza inanıyorum.” dedi.
Ergün Sürücü’nün açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen İznik Kaymakamı Ali Hamza Pehlivan ise, “Zeytin insanlık tarihi kadar eski ve önemli bir ürünümüz. Bölgemizde zeytin üretimine yönelik çalışmalar her zaman oldu ama son yıllarda bu çalışmalar daha da artırıldı. Marmarabirlik’in ve kooperatiflerinin bu konuda yaptığı çalışmalar ise beni ayrıca memnun etti. Türkiye’de tarım çeşitli nedenlerde dolayı riskli bir sektör. Çiftçilerimize ise önemli sorumluluklar düşüyor. Bilgi her alanda olduğu gibi tarım sektöründe de büyük önem taşımaktadır. Geleneksel tarım anlayışımız mutlaka olmalı ama bilinçli tarıma da yönelmek zorundayız. Marmarabirlik hem ilçemiz hem de diğer kooperatifler için önemli bir çatı kurum olma özelliğini taşımaktadır. Bu akşam burada Marmarabirlik’in üstlendiği rol ise zeytin üreticisinin geleceği için çok önemli. Ben buradan Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa’ya çiftçimiz için gerçekleştirdiği bu önemli toplantı için teşekkür ederim” dedi.
GÜBRELEMEDE ARAZİ FAKTÖRÜ
Zeytin üreticilerine yönelik düzenlenen toplantıya konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Haluk Başar gübreleme üzerine yaptığı konuşmasında, “Bizler zeytinciliği %75 eğitimli alanlar üzerinde yapıyoruz. Yani, Erozyon tehdidinin olduğu yamaç bölgelerini tercih ediyoruz. Türkiye %8 sulama yaparken bir başka zeytin üreticisi olan İspanya %28 yapıyor. Kısacası biz yanlış arazi alanlarında yetersiz sulama ile zeytin üretimi yapmaya çalışıyoruz. Zeytinliklerimizin %30’u gübrelenirken, %70’sinde gübreleme işlemi yapılmıyor. Yaptığımız araştırmalarda Güney Marmara bölgesinde yer alan zeytinliklerde ciddi bir potasyum eksikliği söz konusu. Bitki en çok potasyuma ihtiyaç duyarken, biz en az potasyum kullanıyoruz. Üretimin ve verimin bu kadar düşük olmasının en temel nedeni budur. Dengeli gübreleme yapılmadığı takdirde verimde kalitede düşer. Güney Marmara’da yer alan hemen hemen tüm zeytinlik arazilerinde Potasyum, Magnezyum, Çinko ve Azot eksikliği ve dengesizliği söz konusu. Gübrenin verimlilik üzerindeki payı %50 iken, doğru gübreleme yapılmaması bu oranı daha da aşağı çekmektedir.Gübrenin kullanım şekli kadar, kullanım zamanı da çok önemlidir” diyen Başar, “Kuru koşullara yapılacak olan azotlu gübrelemede azotun tamamı Şubat ayı içerisinde verilmeli. Sulu koşullarda yapılacak olan gübrelemede ise azotun 3/2’si Şubat ayında, kalan 3/1’i ise Mayıs – Haziran ayı içinde verilmelidir” Dedi.
ORGANİK GÜBRE TOPRAĞIN ASPİRİNİDİR”
Açıklamasının devamında organik gübre hakkında konuşan Başar, “Kimyasal gübrenin önemi kadar zeytin üretiminde organik gübrede önemlidir. Daha net konuşmak gerekir ise, organik gübre toprağın aspirinidir ve her derde defadır. Organik gübrelemede de dikkat edilecek birkaç önemli husus elbette var. Örneğin, ağır gübresi taze olarak kullanılmaması çok önemlidir. Organik gübre önce toprak analizi mutlaka yaptırılmalı ve organik gübre olayı minimum %5 olmalıdır.” İfadelerini kullandı.
DOĞRU BUDAMA VERİMİ YÜKSELTİR
Prof. Dr. Haluk Başar’ın ardından budama ile ilgili konuşan Doç. Dr. Cevriye Mert, “Gübrelemenin önemi kadar zeytin üretiminde budamanın da önemli fazladır. Budama bitkinin yaşına, kullanım alanına, çevre koşullarına ve toprağın verimine göre değişiklik göstermektedir. Budama işlemi her yıl düzenli olarak yapılmalı ve ağaçta üsten aşağı doğru olacak şekilde ilerlemeli. Budama da en önemli unsur budama işlemini yapacak kişinin bitkiyi iyi tanıması ve deneyimli olmasıdır. Zeytin ağacının gençlik, verim ve yaşlılık dönemlerine göre de budamanın şekli değişmektedir. Şekil budamasında kesim ne kadar fazla olur ise ağacın verime o kadar geç geçeceği unutulmamalıdır. Verim budaması ise ağacın gelişme durumu, topağın verimlilik durumu ve bölgenin iklim durumuna bakılarak yapılması lazım. Budama işlemini yapan kişi öncelikle çürümüş dalları, ardından ağacın dibinden çıkmış dip sürgünleri son olarak ise çıplak kalmış ve sopa gibi uzamış çıplak dalları çıkartmalıdır.” dedi.
Doç. Dr. Nabi Alper Kumral ise Zeytin’de görülen zararlı unsur ve hastalıklar ile ilgili konuşmasında, “Türkiye olarak zeytin üretiminde dünyada 4. sıradayız, fakat bakımı ve ilaçlaması yapılmayan bahçeler beraberinde zararlı hastalıkları da ortaya çıkarıyor. Zeytin üretiminde ve kalitesinde yaşadığımız sorunların en temelinde ise ağaca ve ürüne zarar veren bazı etkenler söz konusu. Bunlar Zeytin Güvesi, Zeytin Pamuklubiti, Zeytin Sineği, Zeytin Tomurcuk Akarı ve Kara hastalık olarak da bilinen Zeytin Karakoşnili’dir. Zeytin Güvesi ile mücadelede esas zararlının tırtılın çiçek tomurcuğuna ya da meyve çekirdeğine giriş yapmadan önlenmesidir. Yine en uygun tarım ilacı en uygun zamanda uygulanmalıdır. Zeytin Sineği ile mücadelede ise sineklerin meyveye yumurta bırakmadan önce öldürülmesi ya da tuzaklar yardımı ile yakalanmasıdır.” dedi.
Toplantının son konuşmasını yapan Doç. Dr. Hizmet Tezcan ise, “Sofralık zeytinin başkenti Bursa’dır. Fakar zeytinde yaşayan hastalıklar ve bunlar ile olan mücadele doğru yapılmadığından ürün kalitesi de düşmektedir. Zeytinlerde oluşan halkalı leke ile mücadele etmek için üretici su tutan ve hava sirkülasyonu iyi olmayan nemli ortamlarda zeytinlik tesis etmemeli. Zeytinlerde meydana gelen halkalı lekeler için Marmara Bölgesi’nde iki dönem ilaçlama yapılmakta. Biri sonbahar sürgünleri görülmeden hemen önce diğeri ise çiçek somakları belirginleştikten sonra diyebiliriz. Zeytin Dal Kanseri hastalığının en çok artığı dönem Mart ayı olmasına rağmen bu yıl dal kırıklarının fazla olmasından dolayı Mayıs ve Haziran ayında görülmesi bekleniyor. Bu hastalıkla mücadele etmek için ise öncelikle zeytin dikimine elverişli olmayan, özellikle sık sık don olaylarının meydana geldiği yerlerde zeytin dikiminden vazgeçilmedir. Kişisel olarak zeytin üreticilerimize önerebileceğin en önemli unsurlardan biride ağaçlarına hasat öncesi kesinlikle bakırlı ilaç kullanmayın.” dedi.
Bilgilendirme toplantısı çiftçilerin birebir soruları ile sona erdi.