İznik kaymakamlığından valiliğe giden olmuştur, Keramettin Metin Köksal gibi…
İznik kaymakamlığı-maiyet memurluğundan genel müdürlüğe, bakanlığa hatta parti başkanlığına giden de olmuştur. Mehmet Ağar gibi…
Fakat başbakanlık hele de yabancı bir ülkenin Başbakanlığına giden bir kişi görmek tarihte mümkün değil.
Sadullah Koloğlu, nam-ı diğer “Arap Kaymakam.”
İznik Kaymakamı Sadullah Koloğlu, 1949-1952 yılları arasında Libya’nın ilk Başbakanı olarak görev yapmıştır. ( Her ne kadar bir Libyalı başbakanlık yapmışsa da çok kısa sürdüğü için ilk başbakan Koloğlu olarak kabul edilir)
Türkiye ‘de doğduğu yer nedeniyle de Arap Kaymakamı olarak anılmıştır. 1949-1952 yılları arasında Libya’da Başbakanlık yapan Sadullah Koloğlu aslen Karaman kökenlidir. Büyük dedesi Konya-Karaman’dan o zaman Osmanlı’nın bir vilayeti olan Libya’daki Derne vilayetine gelerek evlenip burada yerleşmiş bir yeniçeridir.
Sadullah Bey, okul çağına gelince, İstanbul’a sıklıkla gidip gelmekte olan babası tarafından İstanbul’a getirilir ve burada dönemin (II. Abdülhamit) ileri gelenlerinin çocuklarının okuduğu, Türk kültürü ve modern bilimler öğrenerek yetiştirilip, daha sonra devlet hizmetinde görev aldığı, Aşiret Mektebine kaydedilir. Sadullah Bey, Aşiret Mektebinden sonra kaydolduğu ‘Mekteb-i Mülkiye-i Şahane’ (Siyasal Bilgiler Fakültesi) yi de 1902 yılında Sınıf-ı Mahsusa’dan (Özel Sınıftan) aliyyülala (pekiyi) derece ile bitirir.
İlk görevi Bingazi Vilayeti, Derne Kaymakamlığı nezdinde maiyet memurluğu olan Sadullah Bey daha sonra Hassa ve Berka Nahiyeleri Müdürlüğüne atanır. Ardından, 29 Ocak 1910 ‘ da Buldan Kaymakamlığı’ndaki vazifesi gelir. 21.Ocak.1913’de Pınarhisar Kaymakamlığı’na tayin edilmesiyle Trakya’daki kaymakamlıkları da başlamış olur.
Kalkınmanın yol, inşaat ve okul yapımı ile olur düşüncesini, Pınarhisar’da uygulamaya koyar. Genç kaymakam, yılgın, kahvelerde ve cami avlularında oyalanan halkı, okul inşaatında çalışmaya zorlaması önceleri yadırgasalar da, zaman içinde kendilerine olan güvenleri artmış ve okul inşaatında yürekten çalışır olmuşlardır. Fakat, bu arada, halkı zorla çalıştırıyor diye şikayetiyle Vize’ye sürgün edilecektir.
İlk oğlu spor yazarı ve yorumcusu Doğan Koloğlu, ikinci oğlu ise Basın-Yayın eski genel müdürü, bir dönem Bülent Ecevit’e danışmanlık da yapmış, akademisyen-yazar-tarihçi Orhan Koloğlu dur.
03.10.1930 tarihinde İznik kaymakamlığına atanır. Kurtuluş Savaşı’nda yakılıp yıkılmış ve işgal nedeniyle de, bir sürede ıssız kalmış İznik hala savaşın yorgunluğunu üzerinden atamamıştır. Azınlıkların gidişiyle de fakirleşen halkı kalkındırmak düşüncesi ile, Kadınhanı Kaymakamlığı sırasındaki üzüm bağları konusundaki tecrübesini burada da uygulayacaktır. Kadınhanı’ndan asma çubukları getirtip İznik’te halka dağıtmıştır.
Yıllarca İznik ovasının ekonomik olarak ayağa kalkmasının ilk tohumları böyle atılır. Asma çubuklarını ekimi sırasında zaman zaman da halkı zorla çalıştırmak zorunda da kalmıştır. Bağcılık yani meşhur Müşküle Üzümü, ileriki yıllarda İznik’in ekonomisinde en önemli etken olacaktır.
Bu büyük katkılar sonucu, uzun yıllar İznik’te düzenlenen “Üzüm Bayramı ve Festivali’’de, kortejin en önünde resmi taşınır. O’nu temsilen gözlüklü, fötr şapkalı ve elinde bastonuyla bir İzniklide kortejde yürütülmüştür.
13.10 1931 yılına kadar devam eder İznik kaymakamlığı. Sırasıyla Karacabey kaymakamlığı, Çatalca Kaymakamlığı ve 18 Şubat 1938’de Hakkâri Valiliği’ne atanır.19 Kasım 1940’ta Bingöl Valiliği’ne atanır. Bir sene sonra, 22 Kasım 1941’ de yaş haddinden emekli olur. Neredeyse 35 yıla varan ülkenin 18 vilayetinde değişik görevler alan şerefli, lekesiz bir devlet görevi böylece sona erer.
Çocuklarının geleceği için endişelenen Sadullah Bey, miras işleri için 1947 yılında, baba ocağı Derne’ye gider. Bingazi’den geçerken Şeyh Sunusi İdris’iye nezaket ziyareti yapar. O dönemlerde Libya’nın bağımsız bir devlet olarak kurulması gündemi içinde Şeyh Sunusi Türkiye’den ve yakın arkadaşı olan babasından, namını bildiği Sadullah Bey’i kendi yanında yardımcısı olarak görmek istediğini söyler.
Emir Sunusi Türk hükümet yetkililerine başvurur ve Sadulah Bey’in yeni kurulan Bingazi ( Libya ) Hükümeti’nde görev alması için izin ister. Hükümet bu konuyu bakanlar kurulunda görüşür ve 23.01.1950 tarihli kararla, 3 yıl süreyle Bingazi Hükümeti’nde çalışmasına müsaade eder. Bu durum, eski Osmanlı toprağı olan bu yere verilen öneme dair nezaketli tarihi bir atıftır aynı zamanda.
Trablus, Bingazi ve Fizan olarak üçe bölünmüş Libya toprakları, Fransızların tüm karşı çıkışına rağmen, Birleşmiş Milletlerin aldığı kararla bağımsızlığını ilan eder. Libya Devleti’nin kurulma sürecinde, bunu alttan alta istemeyen İngilizler de vardı. Emir Sunusi ile birlikte hareket eden, Türkiye’de yetişmiş bu değerli devlet adamının çıkışları bu yüzden İngilizleri bile endişelendirmektedir. İngilizler, fakir Libyalıları kendilerine bağımlı kılma gayretindedir. Ülkede baş gösteren ve zirai tahribat yapan bazı hastalıkların ilaçlarının İngiltere’den gelişini bilerek geciktiren İngiliz yöneticilerle sert tartışmalara girecektir Sadullah Bey. Zira o dönem Libya’da Sağlık Bakanı görevindedir. Bu dişli rakibi aradan çıkarmak için, İngilizler kabile reisleriyle pazarlıklara girişirler.
Yeni filizlenen devlete nifak sokmak en bilindik yoldur onlar için. Fakat İngilizlerin bu oyunu o an sökmeyecek, Emir Sunisi tarafından Türkiye’nin “Arap Kaymakam”ı Sadullah Bey, Libya Devletinde “Türk Başbakan” lakabıyla başbakanlığa getirilecektir. (İlk Başbakan olarak görev yapan kişi bir Libyalıdır ama görev süresi çok kısadır. O yüzden Arap Kaymakam hep Libya’nın ilk Başbakanı olarak anılmıştır.)
O, Libya’nın bir devlet olarak ortaya çıkış sürecinde önemli rol oynar. Libya’yı kuracak olan kadroların öğrenci olarak İngiltere’ye değil, gizlice Mısır’a gitmelerini sağlayan ve bu iş için İngiliz valisi ile kavga edip, öğrencilerin yol masraflarını kendi cebinden karşılayan adamdır.
İlerleyen yaşı hastalıkları da beraberinde getirmiştir. Tedavisi için bir süre Türkiye’ye gitmek üzere izin alan Sadullah Bey, 28 Mayıs 1952 yılının, güzel bir bahar akşamında ülkesine dönmenin sevinciyle başını koyduğu yastıktan, ertesi sabah başını kaldıramayacaktır.
Vefat ettiğinde özel hesabında sadece 45 İngiliz Sterlini bulunacak, cenazesinde İngilizler bile bu büyük devlet adamına saygıda kusur etmeyecektir. Libya’da ilk kez bir Müslüman için çelenkli bir tören yapılmıştır. Eşi ve iki oğlu için birer çelenk taşınacak, halkın da yoğun katılışıyla Türk Başbakan gösterişli bir şekilde defnedilecektir. Mezartaşı dikilen bu kabri, ne yazık ki bugün bulmak olanaksız. Çünkü o mezarlıktan yol geçirilince kabir de ortadan kaldırılmıştır.
İsmi Bingazi’deki bir hastaneye verilir. Kıbrıs Barış Harekâtı’nda başbakan olan Ecevit, bu şahsiyetin Libya’daki saygınlığını çok iyi bildiği için, akademisyen oğlu Orhan Koloğlu’nu seneler sonra Libya Özel Temsilcisi olarak atayacaktır.
Kaynak //Kenan Yeşilyurt