Eşref Eroğlu tarafından Osmanlıdan 300 yıl aradan sonra geleneksel tarzda odun ateşinde yeniden İznik çinisini canlandıran ilk atölye, üretimlerine günümüzde de devam ediyor.
1985 yılında Eşref ve Seyhan Eroğlu tarafından kurulan atölye her ikisinin de vefatları ardından bu gün kızları, lisansını Marmara Güzel sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El sanatları, Hat,Tezhip, Minyatür bölümü,yüksek lisansını Marmara Üniversitesi Güzel sanatlar Enstitüsü Seramik Cam bölümünde tamamlayan Aslıhan Eroğlu Sürük, Afyon Kocatepe Üniversitesinden mezun Seramik Mühendisi olan Selcen Eroğlu ve anne karnından itibaren çiniyle tanışan Şule Eroğlu ile devam etmekte.
Hayatta işini yaparken mutlu olan, bir hobiyi paraya dönüştüren insanlar olarak uzun yıllardır bu mesleği devam ettiren Eroğlu kardeşler bu gün, aileden alınan eğitim, terbiye ve tecrübeleri ile Cumhurbaşkanlığı, Kültür Bakanlığı gibi kurumların yurt dışında hediye olarak verdikleri çiniler kendi elleriyle yaratıyorlar. Geçtiğimiz yıllarda da Papa’ya verilen çini hediye de bu atölyede hazırlanmıştı.
Ortanca kardeş Selcen Eroğlu, çini ile ilgili olarak , “ Atalarımız İznik’i ilim, kültür ve sanat merkezi yapmak suretiyle evvela kendinden önce Bizans kültürünü yakalamış ve geçmişlerdi. Ayrıca bugün dünyanın konsensüs diye çığlıklar attığı bir dönemde bunu arayan İznik çinisinde bu konsensüsü yakalayabilir. Çünkü burada, İznik’i feth ederken kendinden öncekilerle kaynaşmışlar ve yüzyıllar boyunca sulh ve sükun ile Dünya’ya çok olumlu mesajlar vermişler.” diye konuştu.
İZNİK ÇİNİSİ MADDE İLE TARİF EDİLEMEZ
İznik çinisinin diğer çiniler ile farkı nedir diye sorulduğunda düşüncelerini açıklayan Selcen Eroğlu, “Hadise maddeyle tarif edilebilseydi bugün modern teknoloji bunun en güzellerini yapıyor olurdu.
Niye hala İznik kırmızısı, İznik motifleri?
Her şey bu sorunun cevabında gizli. Çini motifleri konusunda yıllar önce babamızın bir tasviri vardı. Bizde yıllar önce aldığımız bu duygu ve düşünce ile bugün hala o mantık ile çini üretiyoruz.
Neydi o düşünce ?
“O günkü Anadolu’da yaratılanı yaratandan ötürü hoş görmek, her millete aynı gözle bakmak, dil, din ve ırk farkı gözetmeksizin her şeyi kucaklamak, sevmek, düşünce yapısı neyse İznik çinisinde işlenen motiflerin de günümüzde bize verdiği mesaj budur.”